Lütfiye Pancar Polat – Aile Danışmanı / Gönül Köprüsü Derneği Başkanı
Sınav dönemi yaklaşırken birçok evde aynı cümle yankılanıyor:
“İnşallah doktor olur, mühendis olur, avukat olur…”
Anne babalar iyi niyetli, hayalleri büyük.
Ama kimsenin sormadığı bir soru var:
Bu çocuğun hayali ne?
O gerçekten ne olmak istiyor?
Çünkü bazen çocuklar sınavı kazanmasa da kaybetmiyor…
Kendini bulamayan çocuk, kazandığı diplomayla bile mutsuz olabiliyor.
---
Başarı Nedir, Kim Tanımlar?
Toplum olarak başarıyı üç kelimeye hapsettik:
Doktor, avukat, mühendis.
Bu meslekler elbette çok değerli ama tek doğru bu değil.
Sanatçı da başarılı olabilir, marangoz da, aşçı da, teknisyen de...
Çocuklarımıza “sen yeter ki sevdiğin işi yap” demek yerine,
“komşunun kızı kadar puan al” baskısı yapıyoruz.
Ama unutmamalıyız ki;
başarı, başkalarının beklentisini karşılamak değil,
kendi potansiyelini gerçekleştirebilmektir.
---
Her Çocuğun Parladığı Bir Yer Vardır
Kimisi kalem tutar, kimisi fırça…
Kimisi hayvanları sever, kimisi insanlara yardım etmek ister.
Bazı çocuklar düşünür, bazıları üretir.
Kimi sahnede parlar, kimi atölyede.
Aile danışmanı olarak şunu net şekilde söylüyorum:
Her çocuk başarılı olabilir, yeter ki kendi alanında desteklensin.
Biz görev olarak yol çizmemeli, yolunu aydınlatmalıyız.
---
Anne Baba Olarak Ne Yapmalıyız?
Çocuğumuzu dinlemeyi öğrenmeliyiz.
Kendi eksik kalan hayallerimizi ona yüklememeliyiz.
Başarılı bireyler yetiştirmek için, önce mutlu bireyler yetiştirmeliyiz.
“Sen ne olmak istiyorsun?” sorusunu ihmal etmemeliyiz.
Sınavı bir araç olarak görüp, çocuğun karakterini ve ruhunu göz ardı etmemeliyiz.